28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı: 7 terörist etkisiz!

Operasyonlarla ilgili bilgi notunu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu twitter hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu, Soylu, “Eren-13 Operasyonları kapsamında, Şırnak Cudi Dağı Tuşimiya Bölgesi'nde 5 Eren-2 Operasyonları kapsamında, Diyarbakır Kulp ilçesi Yaylak kırsalında 2 olmak üzere toplam 7 terörist, etkisiz!” dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Yarın Hadi ve Süleyman Özışık hakkında suç duyurusunda bulunacağım

SuperHaber'den Cengiz Er'in haberine göre 'arabuluculuk' iddiasını yalanlayan Soylu, Süleyman Özışık ile yakın zamanda görüşmediğini ifade etti. Soylu, Hadi ve Süleyman Özışık hakkında yarın suç duyurusunda bulunacağını da belirtti. Sedat Peker ile hayatında hiç tanışmadığını söyleyen İçişleri Bakanı, açıklamasında, kendisi ile gerçekleştirildiği öne sürülen "arabuluculuk" ziyaretinin hiç yaşanmadığını vurguladı. Soylu, iddiaya ilişkin "Süleyman Özışık ile en son geçen yıl haziran ayında görüştüm, yakın zamanda Süleyman Özışık ile temasımız olmadı" ifadelerini kullandı. Kendisine bir kumpas kurulduğunu kaydeden Soylu sözlerine şöyle devam etti: "Yakından tanıdığımız arkadaşlar ismimizi kullanarak bir mafya lideri ile bana tuzak ve tezgah kurdular. Yarın sabah Hadi Özışık ile Süleyman Özışık hakkında suç duyurusunda bulunacağım. PKK ile terör örgütleri ve çeteler ile bu kadar mücadele veriyoruz, keşke başıma bir şey gelseydi de bugünleri görmeseydim."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Türkiye tarihinin ilk uyuşturucu suç gelirleri operasyonunu yaptık, böyle bir operasyon yoktu”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadelede dünyaya ders verildiğini, tüm terör örgütlerinin sahada baskılandığını belirterek, "Özellikle son zamanlarda, çok üst düzey yöneticileri almaya başladık. Çünkü çember giderek daralmaktadır." dedi. Soylu, Eğitim Dairesi Başkanlığında 109. dönem kaymakam adaylarına yönelik düzenlenen uyum kursundaki konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtar buluşmalarının, şehit ailelerine, gazilere ve esnafa yaptığı ziyaretlerin, Türkiye'ye değişimi yaşatan liderlik modelinin temeli olduğunu söyledi. Güvenliğin, Türkiye'nin en önemli alt yapı yatırımlarından birisi olduğunu dile getiren Soylu, altyapı yatırımlarının standarda ulaşması için mücadele ortaya konduğunu bildirdi. İçişleri Bakanlığının sunduğu hizmetleri anlatan Soylu, valilik ve kaymakamlıklar bünyesinde kurulan "Açık Kapı" biriminin vatandaşlara rehberlik ettiğini belirtti. Soylu, emniyet ve jandarmada oluşturulan "Güven Masası"nın da vatandaşla devletin merhametli, şefkatli yüzünü buluşturduğunu kaydetti. Bürokrasiden arındırma projelerini hayata geçirdiklerini aktaran Soylu, sunulan hizmetlerden memnuniyetin de belirli dönemlerde ölçüldüğünü dile getirdi. "ALARM HALİNDE BEKLİYORUZ" Süleyman Soylu, "Vatandaşımız bilsin ki biz onun, hayatının olağan akışında da zor zamanında da alarm halinde bekliyoruz, ona hazırlık yapıyoruz ve zor zamanda onu yalnız bırakmıyoruz. Hayatın olağan akışında da standartları yükseltmek için elimizden gelen gayret ve çabayı ortaya koyuyoruz." diye konuştu. Terör, uyuşturucu ve organize suçlar başta olmak üzere birçok alanda mücadeleler verildiğini vurgulayan Soylu, 2015'ten bugüne kadar trafikteki can kayıplarında, yüzde 35,4 oranında iyileşme elde edildiğini anlattı. Bakan Soylu, trafikte son 10 yılda 100 bin kişi başına düşen can kaybının 13,4'ten 5,8'e gerilediğini, Birleşmiş Milletlerin "trafikteki can kayıplarını yüzde 50 azaltma" hedefini tutturan iki ülkeden birisinin Türkiye olduğuna işaret etti. "CİDDİ BİR SIÇRAMA YAKALADIK" Uyuşturucuyla mücadeleye de değinen Soylu, "Narkotik alanında birileri birtakım yorumlar yapıyor, organize suç çetelerinin ağzıyla konuşuyorlar. Özellikle 15 Temmuz sonrasında büyük mücadele ortaya koyduk, ciddi sıçrama yakaladık. 2017'de 941'le rekor seviyeye çıkan madde bağlantılı ölümler, ciddi bir saha baskısıyla şu anda 278'e çekildi." bilgisini paylaştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, önceki dönemlerde camilerin, okulların etrafında uyuşturucu satıldığını, bunlara müdahale edildiğini, şu anda haftada ortalama yaklaşık 4 bin 500 gözaltı yapıldığını bildirdi. Gençleri uyuşturucuyla buluşturmak isteyenlere fırsat tanımayacaklarını vurgulayan Soylu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin yakaladığı eroinin 2017'de üç katını, 2018'de iki katını yakaladıklarını kaydetti. PKK'nın, Avrupa uyuşturucu ticaretini elinde tuttuğuna da değinen Soylu, Avrupa ülkelerinin, uyuşturucu yakalamasında Türkiye kadar performans gösteremediğini söyledi. "TÜRKİYE TARİHİNİN İLK UYUŞTURUCU SUÇ GELİRLERİ OPERASYONUNU YAPTIK" İçişleri Bakanı Soylu, şöyle devam etti: "Türkiye tarihinin ilk uyuşturucu suç gelirleri operasyonunu yaptık, böyle bir operasyon yoktu. Şu an ulaştığımız büyüklük, 2 milyar lira civarındadır. Operasyon sürdüğü için sayı bunun daha üstüne çıkacaktır, artmaya devam edecektir. Bir yandan terörle mücadelede dünyaya ders veriyoruz. Tüm terör örgütlerini sahada baskıladık. PKK'nın içeride aktif silahlı eleman sayısı 260'tı, dün gelen haberlerle 256 oldu. Özellikle son zamanlarda çok üst düzey yöneticileri almaya başladık. Çünkü çember giderek daralmaktadır." Asayiş olaylarına ilişkin istatistikleri de paylaşan Bakan Soylu, Türkiye'de günlük evden hırsızlık ortalamasının 278'den, bugün itibarıyla 134'e düştüğünü bildirdi. Çok sayıda yenilikçi adımlar atıldığını anlatan Soylu, Kovid-19 salgını sürecinde de önemli hizmetlerin sunulduğunu dile getirdi. Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminden sonra 400 kaymakam alındığını anımsatan Süleyman Soylu, mülki idare teşkilatının yaklaşık üçte birinin yenilendiğini bildirdi. İçişleri Bakanı Soylu, 109. dönem kaymakam adayları arasında 14 kadının bulunduğunu, bunun da mülki idare tarihinde bir ilk olduğunu sözlerine ekledi.

2 yıl önce

Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği'nden Süleyman Soylu açıklaması

Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği, (TIAB) organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in hedef aldığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya destek açıklaması yaptı. Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği'nden  yapılan Süleyman Soylu açıklaması şöyle:

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan önemli açıklamalar

ştırılmak istendiğini hep beraber gördük. Hakikaten bu meselelerin hangi siyasal sonuçlar doğurduğunu da bütün Türkiye gördü. Ben teşkilat başkanıydım. Sayın Davutoğlu ile çalıştım da. O dönem de çok iyi olmadığımız süreçler yaşadık. Biz 6-7 arkadaş biraraya geldik, 'bu mesele tehlikeyi bir noktaya gidiyor' dedik. 'Bunun geri dönüşü olmayacak' dedik. CHP ile kurulacak koalisyon 1 Kasım'dan sonra butlan oldu. Bir Recep Tayyip Erdoğan varlığı var. Siyaset bilgisi var, Türkiye'de yaptıkları var. Bir de dışarının eliyle onun sıkıştırılmaya çalışıldığı bir süreç var. Burada ortaya çıkan süreç tam anlamıyla, biz arkadaşımızla mücadele başlattık, 3-4 arkadaşımız ve o zaman da büyüklerimiz vardı. İsimlerini vermeyeyim. Sayın Davutoğlu'nun partinin içerisinde, partinin genel kuruluş kodlarını, yürüyüşünü, vizyonunu, sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuna uygun hareket etmediği kanaatini bir vesileyle gördük. Bir MKY öncesinde imzalar toplandı. Bunda benim de dahlim var. Arkadaşlarımızın da dahlim var. Ben burada olduğum için söylüyorum. Netice itibariyle HDP, Kuzey Suriye veya Apo veya başka bir şey meselesini kendi siyasal anlayışımızdan uzaklaştırmık olduk. Yıl 2015 ve 2016. Sonra Binali Bey genel başkan oldu. Bugün bir Kuzey Suriye'de bir devlet kurulmaya çalışılıyor. Suriye'nin içerisinde ABD'nin üsleri 6'dan 14'e çıktı. 2020 ve 2021'de. Bir taraftan bütün bunlar sağlanırken Türkiye'ye karşı bir ekonomik saldırı var. Bunu hep berebar yaşadık. Türkiye dağılsın, ekonomik olarak küçülsün, hareket kabiliyeti olmasın. Bizim istediğimiz bir anayasası olsun. Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak gibi ülkelerin konumuna düşsün. 17-25, 6-7 Ekim, 15 Temmuz. Bütün süreçlerin içerisinde Türkiye bir operasyona tabi tutuluyor. Dikkat ederseniz Türkiye'nin faizi 4-4,5'tu. Bugün 20 seviyelerinde. Burada Türkiye'nin üzerine getirilmeye çalışılan tam da budur. Burada hedef Türkiye. Çok basit bir operasyon var; Türkiye'de bugün siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? İçeride bir problem gözükmüyor. Dün Cudi'de, Cudi Tenis Turnuvası yapıldı. Kimle sağlıyor? MHP ile Meclis'teki işbirliği ile. Tartışılmayacak siyasi üstünlük var. Başkanlık hükümet sistemi var. Siyasi istikrarsızlık yok. Peki ne yapmak lazım? Terörden bir şey yapılıyor mu? Hepimiz terörü unuttuk. Sultanahmet, Dolmabahçe, Ankara saldırıları, Gaziantep'e kadar DEAŞ, PKK her şey. Her gün bir bombanın patladığı, İstanbul'da kapanmayı göze alan alışveriş merkezleri vardı. Burada öznelikle benim alakam yok. Ben olayın tamamen fotoğrafını görüp, eski Türkiye'nin sol kalıntılarını süpürmeye geldiği andan itibaren birileri devreye girdiler. Özel Harp ne zaman kuruldu? Parasını kim verdi? Bunu rahmetli Ecevit söyledi. 6-7 Eylül olaylarını kontrgerilla örgütledi. Paşa kitapta 'biz yaptık' diyor. Sabri Yirmibeşoğlu. Bugünün işi mi? Erhan Tuncel ile Sedat Peker'i kim ortak yapar? Bu sorunun cevabını bana verir. Erhan Tuncel kim? Sedat Peker'e Erhan Tuncel'i kim emanet eder? Bireylerden değil bir sistemden bahsediyorum. Erhan Tuncel yıllardan beri bu ülkenin en önemli meselelerinden birisi olan Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi gözükmüyor mu? Hangi anlayış emanet eder? Bu kadar cürümün içerisinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kıza. Karakola gidiyor, emniyette teşhis ediyor 'budur' diyor. Dosya orada kapanıyor. Benim iddiam yok, belge var. Ben bir iddianın sahibi değilim. Tecavüzden dolayı karakola götürülüyor. Netice itibariyle orada herşey kapanıyor. Oradaki iki kişi, 'Biz Bilecik'ten aldık' diyor. Neyi alıyor? Silah ruhsatlarını. 'Bilecik'e hiç gitmedik' diyor. Bilecik'te kim var? Veli Küçük var. Doğru mu? Meselenin hangi iklimde oluştuğunu ifade etmek için anlatıyorum bunu. Genellemek çok yanlış bir şey olur. AK Parti siyasi hayatı içerisinde 2002'ye kadar eğer varsa, 2002'deki notları çok açık bir şekilde gösterebilirse arkadaşlar. O zamanın manşetlerinde 'Türkiye'yi mafya teslim aldı' başlığı var. Türkiye mafyaya teslim oldu. Ben AK Parti'de değilim o dönem. AK Parti'nin ilk meselesi budur. Avukatlar, iş adamları ve Türkiye'deki herkes bilir. AK Parti Türkiye'de ilk kez ekonomiyi sıçratmadı, mafyayı bitirdi. Özne seçilmemin sebebi şu; bir, ben hükümetin bir üyesiyim. AK Parti'nin yöneticiliğini de yaptım. Yalın kılıç mücadelemize devam ediyoruz. Terörle mücadelemize devam ediyoruz. Türkiye'de 15 Temmuz civarında 5550 kişi terör örgütüne katılıyordu. Şu anda, 12 kişi, üçü veya dördü yurt dışında. Bu katılmıyor demektir. Türkiye'de organize suç örgütleri açısından, ben Ankara'dan geliyorum, İzmirliler söylesinler, 355 suç şebekesini çökerttik, 393 uyuşturucu çetesi çökerttik. Eğer siz buna yalan derseniz ben herşeyi kabul edeceğim. Okulların önünde uyuşturucu çeteleri çocuklarımıza uyuşturucu satıyorlardı. Banzai içen çocuklar zombi gibi her tarafta duruyorladı. Bana İstanbul'da üç örneği göstersinler, Ankara'da göstersinler. AK Parti iktidarı dedi ki, 'Bunu yapmakla sen mükellefsin' . Ortaya konulan iradeyle bunu sağladık. Bu bir başarı mı? Bana göre başarı. Bu topyekün bir başarı. Sadece benim başarım değil. Bir de FETÖ ile mücadele yapıyoruz. Bizim üzerimizde FETÖ ile ilgili az gidiyorlardan tam tersi sert gidiyor diye eleştirenler var mı, yok mu? Her gün bir DEAŞ operasyonu yapılıyor mu? Türkiye'nin içinde istikrarsızlık sağlayamayacaklarsa, hükümetin uyguladığı politikalar ve aynı zamanda İçişleri Bakanlığı'nın müktesebatı. Benim İçişleri Bakanlığımı teslim aldığında 6500-7000 kişi kalmıştı. Kaymakamların üçte biri gitmişti. FETÖ'den dolayı gitmişti. Hiçbir mazeret ortaya koymadan Türkiye'de operasyonları yürüten, çocukları rahat rahat sokağa çıkartan bir anlayış. Ben açık söyleyeyim, bu operasyonun Türkiye'nin üzerine gelen operasyon olarak gördüm, bizim de kendimizi ifade edeceğimizi anladım ve ortaya çıktım.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Süleyman Soylu ve Binali Yıldırım'a destek

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: 14 aydır devam eden salgın sürecinde milletimizin güvenliği, aşını, işini korumak için devletin tüm imkanlarını seferber ettik. Pek çok ülkenin aksine kamu güvenliğini tehdit edecek bir olumsuzlukla karşılaşmadık. Vatandaşlarımızı ve esnaflarımızı yalnız bırakmadık. Merkezi yönetim bütçesinden ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeline ek ödeme gibi kalemler için yaptığımız harcamalar yıl sonunda 104 milyar lirayı bulacak. 645 bin emeklimizin maaşını 1500 TL'ye çıkardık, bayram ikramiyelerini de 1100 TL'ye yükselttik. Vergi indirimleriyle devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçtik. 7 milyon haneye çeşitli defalar nakit yardımı gerçekleştirdik. Şu ana kadar saydığım ödemelerin tutarı Haziran sonu itibariyle 181 milyar liraya ulaşacaktır. 400 bin firmanın, 8 milyon vatandaşın, 848 bin esnafın faydalandığı kredilerin toplamı 315 milyar lirayı geride bırakmıştır. Ertelenen borçların yıl sonunda 219 milyar lirayı bulacaktır.. Salgından etkilenen tüccar, sanayici için nefes kredisi için de çalışmalara başlandı. Çiftçilerimiz için de sezo0nu açılan hububat ve bakliyat alım fiyatlarını ilan ettik. Bakliyatta alım fiyatını kırmızı mercimekte 5 bin liraya, nohutta 4 bin 50 TL'ye çıkardık. Çayda kilo fiyatını 4 TL olarak belirledik. Salgının başından bu yana 661 milyar liralık kaynakla milletin her kesiminin yanında olduğumuzu gösterdik. Türkiye'nin 2021 büyüme oranının, tahminlerin çok ötesinde gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum. BU SİNSİ OPERASYONU AKAMETE UĞRATACAĞIZ AK Parti olarak en büyük başarımız hükümetlerimiz döneminde çalışacakları iş sağlamak olmuştur. Son dönemde ülkemizdeki güven ve istikrar iklimini hedef alan saldırıların gerisinde insanımızın elindeki bu büyük imkanı alarak gençlerimizi karamsarlığa sürükleme olduğu açıktır. Oyunları, tuzakları bozacağız. Bu sinsi operasyonu akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.  Sadece hakka ve hakikate bakarak yolumuza devam edeceğiz. Kimin terör örgütleriyle, kimin suç çeteleri ile yeminli Türkiye düşmanları ile yürüdüğünü memleketimiz görüyor.  Biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe, hiçbir senaryo ülkemizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamaz, milletimizle aramızdaki uhuvveti bozamaz. AK PARTİ'NİN İKTİDARA GELMESİYLE YENİ BİR DÖNEMİN PERDELERİ AÇILDI Türkiye'yi siyasetten teröre kadar her alanda ağır maliyetleri olan 1990'lı yılların istikrarsızlık dönemi 3 Kasım 2002 seçimleri ile sona ermiştir. Milletimiz AK Parti'yi iktidara getirerek yeni bir dönemin perdelerini açmıştır. Benim üniversiteye girdiğim dönemde üniversiteye girme şansı 10'da birdi. Şimdi bu 10'da 10'a yükseldi. Eğitim yolculuğu bitmeyen ve bitmeyecek olan bir mücadeledir. Şehir hastanelerimiz salgın döneminde adeta destan yazan kurumlar haline dönüştü. Adalet insanın en çok hassasiyet gösterdiği konudur. Adaletin temelinde dışa bağımlılığı kaldırma vardır. Bağımsız ve tarafsız yargı da adaletin temelidir. Vesayete selam duran, darbelerin, darbe girişimlerinin aparatı olan, vicdanını ve aklını kiraya veren bir yargı, dışa bağımlıdır. Biz işte buna son verdik. YENİ ANAYASA YARINLARA BIRAKACAĞIMIZ EN DEĞERLİ MİRAS Geçmişte belli bir ideolojiye hizmet eden Hakimler ve Savcılar Kurulları'nı önce vesayet güçlerinin ardından FETÖ'nün yargıyı araçsallaştırdığı dönemlerin ağır tecrübelerini hep birlikte ağır bedeller ödeyerek yaşadık. Bugün aynı kurulda milletin seçtiği Cumhurbaşkanı ve vekillerin seçtiği üyeler var. Dün seçim gerçekleştirildi. Kurula üye seçilmesinde uzlaşmayı sağlayan siyasi partilere teşekkür ediyorum. Bu uzlaşma yeni anayasa çalışmaları içinde ümit vericidir.  Siyaset kurumunun, demokrasimizin kazanımlarını ve milli iradeyi siyasi tarihimize mühürleyecek yeni bir Anayasa yapacağına inanıyorum. İnşallah, yeni Anayasa da milletin vicdanından, milletin kanaatinden çıkacak; yarınlarımıza, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miras olacaktır. 1. yargı paketi ifade özgürlüğünün güvencesini arttıran değişiklikler yapmıştık. 2. yargı paketinde infaz aşamasına ilişkin çözüm bekleyen konuları ele almıştık. 3. yargı paketinde hukuk davalarında yargılamanın daha etkin yürütülmesine ilişkin reformlar yapmıştık. E-duruşma uygulaması salgın sürecinde yargının işleyişine büyük kolaylık sağlamıştır. Reform çalışmalarımızın yeni halkasını oluşturan 4. yargı paketi de yakında meclisimize sunulacak. Bu paketle idari yargıda vatandaşın işini kolaylaştıran, ceza yargılamasında güvenceleri artıran çok önemli yenilikler getiriliyor. Hemen ardından beşinci yargı paketi için kolları sıvıyoruz.  Hemen ardından 5. yargı paketi için kolları sıvıyoruz. amacımız 15 Temmuz'da milletin yazdığı destanı hukukla taçlandıran yargının daha iyi işlemesidir.  İktidara geldiğimizde emniyet konusunda tarihi başarılara imza attık. Terör örgütlerinin, suç çetelerinin cirit attığı Türkiye'yi güvenli bir ülke haline getirdik. Terör meselesini ülkemizin gündeminden çıkarmak için dünyada tecrübe edilmiş tüm yolları denedik. Çözüm süreci diye hafızalara kazınan yöntemle terör örgütlerini suhuletle sınırlarımızdan çıkarmanın yollarını aradık. PKK'nın bu yaklaşımını kendi emelleri için kullandıklarını görünce de teröristlerin başını ezmekte tereddüt etmedik. FETÖ'yü devlet ve toplum hayatımızdan kazıyıp atmak için yoğun çaba harcıyoruz. İriliş ufaklı pek çok terör örgütünü eylem yapamaz hale getirdik. Suç örgütlerine karşı da tavizsiz bir mücadele yürüttük. SÖZDE BABALARIN RACON KESTİĞİ TÜRKİYE GERİDE KALDI Geçmişte etki sahibi olan suç örgütlerini 19 yıl boyunca ellerindeki imkanları alarak birer birer çökerttik. Bir dönem ülkenin dört bir yanında türemiş, kerameti kendinden menkul, cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye’yi, hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik. Uyuşturucu suçları ile mücadele ederken kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Dünyada uyuşturucu suçlarına en ağır ceza verilen ülkelerin başında geliyoruz. Sadece son 3.5 yılda 750 bine yakın uyuşturucu suçu şüphelisi gözaltına alınmıştır. Organize suç örgütlerine karşı 5 yılda 21 binden fala kişi gözaltına alınmış, 8 bine yakın kişi tutuklanmıştır. Kaçakçılık operasyonlarında da tarihi rekorlar kırılmıştır. Suç sayıları azalırken suçların aydınlatılma oranları da giderek yükselmektedir. Terörle, suç örgütleriyle mücadelede elde ettiği başarılar birilerini de rahatsız etmiştir. Nerede nasıl adım atılacağını iyi bilmek lazım. Burası Rize. Rize'nin uşağına bu şekilde hakaret edip, Netenyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacağı budur. Gelin hanıma çok ileri gitmeden ders verdiler. Bu da Rizeli'nin adabını gösterir. İkizdere yetmedi, Çayeli'ne gitti. Orada da gereğini yaptılar. Trabzon'da da hiç meydana çıkamadan uçağa binip Ankara'ya döndün. Bu daha bir. Daha neler olacak. Bunlar daha iyi günler. Bu ülkede ahde vefa vardır. Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez.  İÇİŞLERİ BAKANIMIZIN YANINDAYIZ Ülkede mikserler var. İçişleri Bakanımız Soylu'yu hedef alan saldırıların gerisinde ülkedeki huzur ikliminden duyulan rahatsızlık var. Suç örgütleriyle mücadelede İçişleri Bakanımızın yanında olduk, yanındayız ve yanında olacağız. Binali Yıldırım arkadaşımızın oğlu üzerinden hedefe alınması asıl niyeti gösteren bir başka işarettir. Bu tezgahı da Allah'ın izniyle bozacağız. Buradan sesleniyorum Bay Kemal, Bayan Meral size buradan ekmek çıkmaz, boşuna uğraşmayın. Suç çetelerinin mensuplarını dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar takip ediyoruz. Bu suçluları da ülkemizde getirip yargıya teslime dene kadar peşlerini bırakmayacağız. Gereken cevaplar muhatapları tarafından verilmiştir. Tarafların başvurusu üzerine başsavcılıklar da gereken tahkikatlara başlamıştır.  Eski Türkiye'nin hastalığı olan toplumu suç çeteleri eliyle düzenleme gayretlerinin yeniden hız kazandığını görüyoruz. Bu yöntemi FETÖ de uzunca bir süre sinsice kullanmıştır.  BOŞUNA UĞRAŞMAYIN, SEÇİM HAZİRAN 2023'TE Türkiye'yi ısrarla DEAŞ parantezine alma girişimlerini de sınır ötesi harekatlarla yerle bir ettik. Ekonomimize yönelik saldırıların da aynı oyunun parçası olduğu şüphe götürmez hakikattir. Ülkemizi suç örgütleri üzerinden hem içerde hem uluslar arası alanda kıskaca almak, bundan siyasi sonuç üretmek peşindeler. Ortada makul hiç bir sebep olmadığı halde seçimin 2023'te yapılacağını söylememize rağmen erken seçim teranesi tutturanların sufleyi nereden aldıkları malumdur. Boşuna uğraşmayın, seçim Haziran 2023'tür. Seçimle veya seçimsiz iktidar sözü edenleri de unutmamak gerekiyor. CHP GENEL MERKEZİ TACİZCİLERİN İŞGALİ ALTINDA Bugün suç çetelerinden medet umacak kadar çapsız, ilkesiz bir muhalefet anlayışı vardır. Kendini kullandırmaya, ülke düşmanlarının değirmenine su taşımaya bu kadar gönüllü bir muhalefetin olduğu yerde terör örgütlerine de çetelere de gün doğuyor. Milletimizin her bir ferdinin hakkını, hukukunu nasıl gözettiysek inşallah yarın da aynı şekilde halkımızın emrinde çalışmayı sürdüreceğiz. Geçenlerde malum bir tane CHP'linin yargı tarafından nasıl bir cezaya çarptırıldığı taciz sebebiyle malum. Bunu biz söylemiyoruz, her türlü medyada yerini aldı. CHP Genel Merkezi tacizcilerin, onları koruyanların işgali altındadır. Tecavüzcülerin, onları koruyanların, hırsızların, onları koruyanların işgali altındadır. Terör örgütlerinin siyasi uzantılarının işgali altındadır. Milleti İttifakı adı altında CHP ile yol yürüyen herkes de bu utanç tablosunun ortağıdır.  Önceki gün ülkemizi ziyaret eden Polonya Cumhurbaşkanı ile verimli bir görüşme gerçekleştirdim. Savuna sanayinde işbirliğinin verimli sonuçlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Türkiye, Polonya ile İHA'ların satışı konusunda anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma Türkiye'nin NATO ve AB üyesi bir ülkeye yaptığı ilk yüksek teknolojiye sahip İHA satışı olması açısından da çok önemlidir.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kimin ayağına bastığımızı biliyoruz

Bakan Soylu yaptığı açıklamada, "Biz intikam alınacak adamlarız, ülkeyi terörün vesayeti altına almak istediler müsaade etmedik. Hiçbir şey gizli kalmaz kalmayacaktır. Ekşi yemedim karnım ağrımıyor." ifadelerini kullandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Rize ziyaretinde gördüğü tepkiye de değinen Soylu, "Burada provokasyona açık adım atıldığı ortada. Hayatımdaki en zor günlerden birini yaşadım. Bir şey olur mu, olmaz mı diye" şeklinde konuştu. Bakan Soylu gündeme ilişkin sorulara cevap verdi. Bakan Soylu, Bataklık operasyonuna ve organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker'in iddialarına ilişkin, "Kim yolsuzluk ve hırsızlık yapıyorsa Allah belasını versin. Bugün 27 Mayıs Türkiye'de yalan ve iftiralar üzerinden başbakan asıldı bakanlar asıldı. 27 mayıs süreci günceldir. Hiçbir şey gizli kalmaz kalmayacaktır. Ekşi yemedim karnım ağrımıyor. Biz intikam alınacak adamlarız. Bu ülkeyi terörün vesayeti altına almak istediler müsaade etmedik. Kimin ayağına bastığımızı biliyoruz, organize suçlarla ilgili" ifadelerini kullandı. "Hayatımdaki en zor günlerden birini yaşadım" Akşener'in İkizdere ziyaretine de değinen Bakan Soylu, "Burada provokasyona açık adım atıldığı ortada. Hayatımdaki en zor günlerden birini yaşadım. Bir şey olur mu, olmaz mı diye" şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Yalçın Akdoğan’dan Süleyman Soylu’ya övgü

Sedat Peker’in hedefine aldığı isimlerden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destekler gelmeye devam ediyor. Son olarak Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Bakan Soylu’ya destek niteliğinde bir yazı kaleme aldı. İşte Yalçın Akdoğan’ın bugünkü yazısı: Siyasi kutuplaşma ‘ya sev ya nefret et’ şeklinde çok yanlış bir tutum üretiyor. Oysa hayatın hiçbir alanı siyah beyaz değildir. Hele konu insan ise hiç değildir. İnsanları indirgemeci ve toptancı yargılarla tanımlamak haksızlığa ve adaletsizliğe sebep olur. Herkesin iyi tarafları, başarıları, meziyetleri veya eksik tarafları vardır. Önemli olan toplamda insanların ne olduğudur. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı üretilmeye çalışılan kin ve nefret dalgası toplum vicdanında ters teptiği için siyasi konumu güçlü şekilde devam ediyor. “Haksız yüklenmeler, adalet duygusuna çarpıp buharlaşıyor” 19 yılda girdiği tüm seçimleri kazanarak iktidarını koruyabilmek ortada büyük başarılar olduğunu, milletle güçlü bir gönül bağı kurulduğunu gösterir. Muhalefet, eleştiri yapmakla saldırmayı ve suçlamayı karıştırdığı için veya hiçbir başarıyı kabullenmek istemediği için inandırıcılık kazanamıyor. Haksız yüklenmeler adalet duygusuna çarpıp buharlaşıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik siyasi tutumlar da adalet ve hakkaniyet ölçüsünü kaybettiği için anlamsız kalıyor. Milletin vicdanı hassas bir terazi gibidir, insanları münferit hadiseler veya siyasi sataşmalarla değil, toplam değeriyle ölçer. Soylu, AK Parti iktidarının politikalarını uygulayan bir siyasetçi, bunları beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Soylu, bir tarzı, tutumu, üslubu olan da bir siyasetçi, bunu da beğenir veya beğenmezsiniz. Ancak Soylu’nun hem bakan hem siyasetçi olarak yaptıkları, başardıkları, ortaya koydukları toptancı ve indirgemeci yaklaşımlarla ele alınmak yerine resmin bütünü açısından ele alınmalıdır. “Siyasetçileri birtakım iddia ve söylentilerle mahkum etmeye çalışmak yanlıştır” Soylu SİYASETÇİ’dir ve başarılı bir siyasetçidir. Siyasete hasbelkader bulaşan, tepeden inme gelen, oturduğu koltukla bu vasfı kazanan biri değildir. Siyasetin her kademesinde bulunmak, en alt basamakları tırmanarak yükselmek ayrı bir siyasi tecrübedir. Bu tür uzun yıllara sari siyasi yaşamların her anı mercek altında olur. Soylu TEŞKİLATÇI’dır. Bir siyasi hareketin ve örgütün parçası, sürükleyicisi, aktörü olmak insanlarla sıkı ilişki içinde olmayı gerektirir. Bu ise vefa, kadirşinaslık, sıkı ilişki, samimi diyalog ve ekip adamı olmakla mümkündür. Yol arkadaşlığına önem vermek ayrı bir meziyettir. Soylu MÜCADELECİ’dir. Devlet-memleket meselelerinde de siyasi süreçlerde de mücadele adamı olmak siyasi ikballe değil dava adamlığıyla, azim ve fedakarlıkla alakalıdır. Türkiye’de siyasete soyunmak mücadeleye soyunmaktır. Defosu olanlar ne mücadele edebilirler ne siyasette uzun soluklu olabilirler. Soylu, ÇALIŞKAN’dır. Tembel adamdan ne siyasetçi ne devlet adamı olur. Genel Merkez ve Bakanlık görevleri Soylu’nun yüksek performans ve gayretini ortaya koymuştur. Siyasetçileri bir sözle, bir olayla, bir anla tanımlamak ne kadar yanlışsa birtakım iddia ve söylentilerle mahkum etmeye çalışmak da yanlıştır. Eğer siyaset bu tür yaklaşımlara kurban edilirse veya indirgemeci yaklaşımlarla ele alınırsa siyaset kurumu bir bütün olarak kaybeder. Siyasetçileri değersizleştirme operasyonları siyaseti değerleştirir ki bunun demokrasimize bir faydası yoktur.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 49 50